KARŞIMDA susun, ey adalar! ümmetler de kuvvetlerini tazelesinler;
yaklaşsınlar, o zaman söylesinler; birlikte muhakeme için yaklaşalım.
2. Adaletle kendi ayağına çağırdığı adamı şarktan kim ayağa kaldırdı?
milletleri onun önüne koyuyor, ve kıralların üzerine onu hâkim kılıyor; onları
bir toz gibi onun kılıcına, yelin sürdüğü anız gibi onun yayına veriyor.
3. Onları kovalıyor, hiç ayak basmamış olduğu bir yoldan selâmetle geçiyor.
4. Başlangıçtan nesilleri çağırarak bunu kim işledi ve yaptı? Ben, RAB,
birinci ve sonuncularla beraber, ben oyum.
5. Adalar gördüler, ve korkuyorlar; dünyanın uçları titriyorlar; onlar
yaklaşıp geliyorlar.
6. Herkes komşusuna yardım ediyor, ve kardeşine: Yürekli ol, diyor.
7. Ve dülger kuyumcuya, ve çekiçle düzelten örse vurana cesaret veriyor, ve
lehim için: İyi oldu, diyor; ve sarsılmasın diye onu çivilerle pekiştiriyor.
8. Fakat sen, ey İsrail, dünyanın uçlarından tuttuğum, ve köşelerinden
çağırdığım
9. ve kendisine: Kulumsun, seni seçtim, ve seni reddetmedim, dediğim kulum,
seçtiğim Yakub, dostum İbrahimin zürriyeti,
10. sen korkma, çünkü ben seninle beraberim; etrafına bakınma, çünkü
Allahın benim; seni pekiştireceğim; evet, sana yardım edeceğim; evet,
adaletimin sağ elile sana destek olacağım.
11. İşte, sana karşı alevlenenlerin hepsi utanacak ve rüsvay olacaklar;
davacıların bir hiç olacak, ve yok olacaklar.
12. Onları, seninle çekişenleri, arıyacaksın ve bulmıyacaksın; sana karşı
cenk eden adamlar bir hiçmiş gibi, ve olmıyan bir şeymiş gibi olacaklar.
13. Çünkü ben, Allahın RAB, sağ elini tutup sana diyeceğim: Korkma, ben
sana yardım edeceğim.
14. Korkma, ey Yakub, toprak kurdu, ve İsrail erleri, RAB diyor; ben sana
yardım edeceğim, ve seni Kurtaran İsrailin Kuddûsudur.
15. İşte, ben seni dişli, yeni, keskin bir harman döveni ettim; dağları
harman edecek ve ufalıyacaksın, ve tepeleri saman ufağı gibi edeceksin.
16. Onları savuracaksın, yel de onları götürecek, ve kasırga onları
dağıtacak; ve sen RAB ile sevineceksin, İsrailin Kuddûsu ile övüneceksin.
17. Düşkünlerle yoksullar su arıyorlar, ve su yok, ve dilleri susuzluktan
kuruyor; ben, RAB, onlara cevap vereceğim, ben, İsrailin Allahı, onları
bırakmıyacağım.
18. Çıplak tepeler üzerinde ırmaklar, ve vadiler içinde kaynaklar açacağım;
çölü su havuzu, ve kurak diyarı su pınarları edeceğim.
19. Ve çöle erz ağacı, akasya, ve mersin ağacı, ve zeytin ağacı vereyim;
bozkırda servi, çınar, ve şimşiri bir arada dikeyim de,
20. görsünler, ve bilsinler, ve düşünsünler, ve hep birden anlasınlar ki,
bunu RABBİN eli yapmıştır, ve bunu İsrailin Kuddûsu yaratmıştır.
21. Davanızı ileri sürün, RAB diyor; kuvvetli delillerinizi ortaya koyun,
Yakubun Kıralı diyor.
22. Ortaya koysunlar, ve olacak şeyi bize bildirsinler; önceki şeyler
nedir, bildirin de onları düşünelim, ve onların sonunu bilelim; yahut gelecek
şeyleri bize işittirin.
23. Bundan sonra gelecek şeyleri bize bildirin de, ilâhlar olduğunuzu
bilelim; evet, iyilik edin, yahut kötülük edin de etrafımıza bakınalım, ve hep
birden görelim.
24. İşte, siz bir hiçsiniz, ve işiniz olmıyan şeydir; sizi seçen mekruhtur.
25. Şimalden birini ayağa kaldırdım, ve geliyor; gün doğusundan ismimi
çağırıyor; ve çömlekçinin balçığı çiğnediği gibi beyleri çamur gibi ayağının
altına alacak.
26. Onu başlangıçtan kim bildirdi ki bilelim? ve önceden kim bildirdi ki:
Doğrudur, diyelim? Evet, bildiren yok; evet, işittiren yok; evet, sözlerinizi
işiten yok.
27. İlk önce Siona: İşte, işte onlar, diyen benim; ve Yeruşalime müjdeci göndereceğim.
28. Ve bakıyorum, ve kimse yok ve aralarında öğütçü yok ki, sorduğum zaman
cevap verebilsin.
29. İşte, onların hepsi, işleri boş ve hiçtir; dökme putları bir yeldir, ve
boşluktur.