BAP 66

RAB şöyle diyor: Tahtım gökler, ve ayaklarıma basamak yerdir; siz bana nasıl bir ev yaparsınız? ve neresi rahatım yeri?
2. Çünkü bütün bunları benim elim yaptı, ve onların hepsi öylece oldular, RAB diyor; fakat ben ona, düşküne, ve ruhu kırık olana, ve sözümden titriyen adama bakarım.
3. Sığır boğazlıyan, adam öldüren gibidir; kuzu kurban eden, köpek boynu kıran gibidir; ekmek takdimesi arzeden, domuz kanı takdim eden gibidir; anma takdimesi olarak günnük yakan, putu mubarek kılan gibidir. Evet, bunlar kendi yollarını seçtiler, ve onların canı kendi mekruh şeylerinden hoşlanıyor.
4. Ben de onların belâlarını seçeceğim, ve yıldıkları şeyleri üzerlerine getireceğim; çünkü çağırdığım zaman cevap veren olmadı; söylediğim zaman dinlemediler; ve gözümde kötü olanı yaptılar, ve hoşlanmadığım şeyi seçtiler.
5. RABBİN sözünden titriyenler, onun sözünü dinleyin: Sizden nefret eden, ismimden ötürü sizi kovan kardeşleriniz: RAB izzet bulsun da sevincinizi görelim! derler; fakat utandırılacak olan kendileridir.
6. Şehirden bir gürültü; mabetten bir ses; düşmanlarına karşılığı ödiyen RABBİN sesi.
7. Ağrı çekmeden önce doğurdu; ağrısı gelmeden önce bir erkek çocuk doğurdu.
8. Kim böyle bir şey işitti? kim böyle şeyler gördü? memleket bir günde doğar mı? bir millet birden doğar mı? çünkü Sion, ağrısı tutunca hemen oğullarını doğurdu.
9. Ben doğum yerine getiririm de doğurmağa kuvvet vermez miyim? RAB diyor; doğurmağa kuvvet veririm de, rahmi kapatır mıyım? Allahın diyor.
10. Yeruşalimle beraber sevinin, onu sevenler hepiniz, ona meserretle coşun; onun için yas tutanlar hepiniz, onda ziyadesile mesrur olun;
11. ta ki, onun tesellilerinin memesinden emip doyasınız; ta ki, emesiniz, ve onun izzeti bolluğundan zevk bulasınız.
12. Çünkü RAB şöyle diyor: İşte, ben selâmeti ırmak gibi, milletlerin izzetini taşkın sel gibi ona salacağım; ve ondan emeceksiniz; kucakta taşınacaksınız, ve dizleri üzerinde okşanacaksınız.
13. Anasının teselli ettiği bir adam gibi sizi teselli edeceğim; ve Yeruşalimde teselli olunacaksınız.
14. Ve göreceksiniz, ve yüreğiniz mesrur olacak, ve kemikleriniz körpe ot gibi tazelenecek; ve RABBİN eli kullarının üzerinde belli olacak, gazabı da düşmanlarının üzerinde olacak.
15. Çünkü, işte, öfkesini şiddetle, ve tekdirini ateş alevile ödemek için, RAB ateşle gelecek, ve onun cenk arabaları kasırga gibi olacak.
16. Çünkü RAB bütün beşere ateşle ve kılıçla hükmü icra edecek; ve RABBİN öldürdükleri çok olacak.
17. Bahçelere gitmek için kendilerini takdis ve tathir edenler, ortada birinin arkasında, domuz eti, ve mekruh şey, ve fare yiyenler, hep birden bitecekler, RAB diyor.
18. Çünkü ben onların işlerini ve düşüncelerini bilirim; bütün milletleri ve dilleri bir araya toplıyacağım vakit geliyor; ve gelip benim izzetimi görecekler.
19. Ve aralarına bir alâmet koyacağım, ve onlardan kaçıp kurtulanları milletlere, Tarşişe, Pula, ve Luda (yay çekenlere), Tubala, ve Yavana, şöhretimi işitmemiş, ve izzetimi görmemiş olan uzaktaki adalara göndereceğim; ve milletler arasında izzetimi bildirecekler.
20. Ve İsrail oğulları tahir kapta takdimeyi RABBİN evine nasıl getirirlerse, onlar da, bütün milletlerden kardeşlerinizin hepsini, atlarla, ve arabalarla, ve tahtırevanlarla, ve katırlarla, ve hecinlerle mukaddes dağıma, Yeruşalime, RABBE takdime olarak getirecekler, RAB diyor.
21. Ve kâhinler ve Levililer olmak üzre onlardan da alacağım, RAB diyor.
22. Çünkü yaratacağım yeni gökler ve yeni yer karşımda nasıl duracaksa, zürriyetinizle adınız da öyle duracak, RAB diyor.
23. Ve vaki olacak ki, yeni aydan yeni aya, ve Sebt gününden Sebt gününe, bütün beşer önümde tapınmak için gelecek, RAB diyor.
24. Ve çıkacaklar, ve bana karşı günah işlemiş adamların leşlerine bakacaklar; çünkü onların kurdu ölmez, ve onların ateşi sönmez; ve bütün beşerin menfuru olacaklar.

BAP 65

BENİ sormıyanlar tarafından aranıldım; beni aramıyanlar tarafından bulundum; ismimle çağırılmıyan bir millete: Buradayım, buradayım, dedim.
2. İyi olmıyan yolda kendi düşünceleri ardınca yürüyen âsi kavma bütün gün ellerimi uzattım;
3. o kavm ki, bahçelerde kurban keserek, ve tuğlalar üzerinde buhur yakarak, daima karşımda beni öfkelendirirler;
4. kabirler arasında otururlar, ve gizli yerlerde geceyi geçirirler; domuz eti yerler, ve kaplarında mekruh etlerin suyu var;
5. o kavm ki: Yerinde dur, bana yaklaşma, çünkü ben senden mukaddesim, derler. Onlar benim burnumda duman, bütün gün yanan bir ateştirler.
6. İşte, önümde yazılmış duruyor: Susmıyacağım, fakat ödiyeceğim, evet, onların bağrına ödiyeceğim;
7. sizin fesatlarınızla birlikte, atalarınızın fesatlarını, RAB diyor, onlar ki, dağlar üzerinde buhur yaktılar, ve tepeler üzerinde bana sövdüler; bundan ötürü önce kendilerinin işini bağırlarına ölçekle dökeceğim.
8. RAB şöyle diyor: Salkımda şira bulununca: Onu bozma, çünkü bereket ondadır, denildiği gibi, ben de kullarımın hepsini helâk etmiyeyim diye, onların uğrunda böyle yapacağım,
9. Ve Yakubdan bir zürriyet, ve dağlarıma Yahudadan varis çıkaracağım; ve onu seçtiklerim miras alacaklar, ve orada kullarım oturacaklar.
10. Ve beni aramış olan kavmım için Şaron sürülere ağıl, ve Akor deresi sığırlara mandıra olacak.
11. Fakat sizler, RABBİ bırakanlar, mukaddes dağımı unutanlar, Tali putuna* sofra kuranlar, ve Kısmet putuna* karıştırılmış şarap dolduranlar,
12. ben de sizi kılıcın kısmeti edeceğim, ve hepiniz boğazlanmak için iğileceksiniz; çünkü çağırdığım zaman cevap vermediniz; söylediğim zaman dinlemediniz; ancak gözümde kötü olanı yaptınız, ve hoşlanmadığım şeyi seçtiniz.
* İbranice, Gad.
* İbranice, Meni.
13. Bundan ötürü Rab Yehova şöyle diyor: İşte, kullarım yiyecekler, ve siz aç kalacaksınız; işte, kullarım içecekler, ve siz susuz kalacaksınız; işte, kullarım sevinecekler, ve siz utanacaksınız;
14. işte, kullarım yürek ferahından terennüm edecekler, ve siz yürek sızısından feryat edeceksiniz, ve ruh kırıklığından ötürü uluyacaksınız.
15. Ve seçtiklerime adınızı lânet andı için bırakacaksınız; ve Rab Yehova seni öldürecek; ve kullarını başka adla çağıracak;
16. şöyle ki, dünyada kendisini mubarek kılan adam hak Allahı ile kendisini mubarek kılacak; ve dünyada and eden adam hak Allahı ile and edecek; çünkü önceki sıkıntılar unutuldu, ve çünkü gözlerimden örtüldü.
17. Çünkü, işte, ben yeni gökler ile yeni yer yaratmaktayım; ve önceki şeyler anılmıyacak, ve fikre gelmiyecek.
18. Ancak yaratmakta olduğumla mesrur olacaksınız, ve ebediyen sevinçle coşacaksınız; çünkü, işte, ben sevinç olarak Yeruşalimi, ve meserret olarak onun kavmını yaratıyorum.
19. Ve Yeruşalimle sevinip coşacağım, ve kavmımla mesrur olacağım; ve artık onda ağlayış sesi, ve figan sesi işitilmiyecek.
20. Ne ömrü bir kaç günlük çocuk, ne de günlerini doldurmamış yaşlı adam olacak; çünkü çocuk yüz yaşında ölecek, ve suç işliyen yüz yaşında olarak lânetli sayılacak.
21. Ve evler yapacaklar, ve oturacaklar; ve bağlar dikecekler, ve meyvasını yiyecekler.
22. Onlar bina edip de başkası oturmıyacak; onlar dikip de başkası yemiyecek; çünkü kavmımın günleri ağacın günleri gibi olacak, ve seçtiklerim kendi ellerinin işini eskitecekler.
23. Boş yere emek vermiyecekler, ve felâket için doğurmıyacaklar; çünkü kendilerile beraber onlardan çıkanlar RABBİN mubareklerinin zürriyetidir.
24. Ve vaki olacak ki, onlar çağırmadan önce ben cevap vereceğim; ve daha onlar söylerken ben işiteceğim.
25. Kurtla kuzu birlikte otlıyacaklar, ve aslan sığır gibi saman yiyecek; yılan ise, onun yiyeceği toprak olacak. Bütün mukaddes dağımda zarar vermiyecekler ve helâk etmiyecekler, RAB diyor.

BAP 64

SENİN hasımlarına ismini bildiresin, milletler senin yüzünden titresinler diye, keşke gökleri yarsan da insen,
2. ateşin tutuşturduğu çalılar gibi, ateşin kaynattığı sular gibi senin yüzünden dağlar sarsılsa!
3. Sen, beklemediğimiz korkunç şeyleri yaptığın zaman indin, dağlar senin yüzünden sarsıldı.
4. Çünkü eski zamandan beri kimse işitmedi, ve kulak duymadı, ve göz senden başka bir Allah görmedi, bir Allah ki, kendisini bekliyen için işler.
5. Mesrur olup salâh işliyen adamı, senin yollarında seni ananları karşılarsın; işte, sen öfkelendin, biz de suçlar işledik, çoktan beri onların içindeyiz; ve biz kurtulur muyuz?
6. Çünkü hepimiz bir murdar gibi olduk, ve bütün salâh işlerimiz kirli esvap gibidir; ve hepimiz yaprak gibi soluyoruz; ve bizi fesatlarımız yel gibi alıp götürüyor.
7. Ve senin ismini çağıran, sana tutunmak için kendini uyandıran yok; çünkü didarını bizden örttün, ve bizi fesatlarımızın elile bitirdin.
8. Ve şimdi, ya RAB, sen Babamızsın; biz balçığız, ve sen çömlekçimizsin; ve hepimiz senin elinin işiyiz.
9. Ya RAB, çok öfkelenme, ve fesadı ebediyen anma; işte, yalvarıyoruz, bak, hepimiz senin kavmınız.
10. Mukaddes şehirlerin çöl oldular, Sion çöl oldu, Yeruşalim bir virane.
11. Atalarımızın içinde sana hamdettikleri mukaddes ve güzel evimiz ateşle yandı; ve hoşlandığımız yerlerin hepsi harap oldu.
12. Böyle iken de, ya RAB, kendini tutacak mısın? susacak mısın, ve bizi çok alçaltacak mısın?

BAP 63

EDOMDAN, kırmızı esvapla Botsradan bu gelen kimdir? esvabında haşmetli, kuvvetinin büyüklüğü içinde bu yürüyen kimdir? O benim, ben ki, salâhla söylerim, kurtarmakta kudretliyim.
2. Niçin elbisende kırmızılık var, ve niçin esvabın mâsarada üzüm çiğniyenin esvabı gibi?
3. Mâsarayı ben tek başıma bastım; ve yanımda kavmlardan kimse yoktu; ve öfkemde onları çiğnedim; ve onları kızgınlığımla ayak altına aldım; ve onların kanı esvabımın üzerine sıçradı, ve bütün elbiselerimi kirlettim.
4. Çünkü yüreğimde öç alma günü vardı, ve fidye ile kurtardıklarımın yılı gelmiştir.
5. Ve baktım ki, yardımcı yoktu; ve destekliyen olmadığına şaştım; ve kendi bazum bana kurtuluş getirdi; ve kızgınlığım, bana o destek oldu.
6. Ve kavmları öfkemde çiğnedim, ve kızgınlığımda onları kırdım, ve kanlarını yere akıttım.
7. RABBİN bize verdiği her şeye göre RABBİN inayetlerini, ve RABBİN hamtlerini, ve inayetlerinin çokluğuna, ve merhametlerine göre vermiş olduğu iyiliği, İsrail evine olan büyük iyiliği anayım.
8. Çünkü dedi: Gerçek, onlar benim kavmımdır, hile etmez oğullardır; ve onlara Kurtarıcı oldu.
9. Bütün onların sıkıntısında o sıkıldı, ve didarının meleği onları kurtardı; sevgisinde ve acımasında onları fidye ile kurtardı; ve onları kaldırdı, ve bütün eski günlerde onları taşıdı.
10. Fakat onlar âsi oldular, ve onun mukaddes Ruhunu incittiler; o da değişip onlara düşman oldu, ve kendisi onlarla cenkleşti.
11. O zaman kavmı eski günleri, Musanın günlerini, andı: Sürünün çobanı ile beraber onları denizden çıkaran nerede? aralarına mukaddes Ruhunu koyan nerede?
12. izzetinin bazusunu Musanın sağında yürüten, kendisine ebedî isim yapmak için önlerinde suları yaran,
13. onları enginlerin içinden, sürçmiyerek çölde bir at gibi geçiren nerede?
14. Vadiye inen hayvan sürüsü gibi, RABBİN Ruhu onlara rahat verdi; sen kendine güzel isim yapmak için kavmına böylece yol gösterdin.
15. Göklerden bak da, kudsiyetinin ve izzetinin meskeninden gör; gayretin ve ceberrutun nerede? gönlünün özlemesi ve merhametlerin benden kendilerini esirgediler.
16. Çünkü Babamız sensin, İbrahim bizi bilmez, ve İsrail bizi tanımazsa da, sen, ya RAB, Babamızsın; ezelden beri Kurtarıcımız senin ismindir.
17. Ya RAB, kendi yollarından bizi niçin saptırıyorsun, ve niçin senden korkmıyalım diye yüreğimizi katılaştırıyorsun? Kulların için, mirasının sıptları için geri dön.
18. Mirasları mukaddes kavmının elinde az vakit kaldı; senin makdisini hasımlarımız çiğnedi.
19. Hiç bir zaman üzerlerinde saltanat sürmediğin, üzerlerine ismin çağırılmamış olanlar gibi olduk.

BAP 62

SİONUN salâhı parlak ışık gibi ve kurtuluşu yanar meşale gibi ortaya çıkıncıya kadar onun uğrunda susmıyacağım, ve Yeruşalim uğrunda rahat etmiyeceğim.
2. Milletler de senin salâhını, ve bütün kırallar senin izzetini görecekler; ve RABBİN ağzı ile tayin edilecek yeni bir adla çağırılacaksın.
3. Ve RABBİN elinde güzellik tacı, ve Allahının elinde kırallık çelengi olacaksın.
4. Artık sana: Bırakılmış kadın, denilmiyecek; ve artık senin diyarına: Virane, denilmiyecek; fakat sana Heftsi-ba*, ve diyarına Beula* denilecek; çünkü RAB senden hoşlanıyor, ve diyarın kocaya varacak.
5. Çünkü bir genç yiğit ere varmamış kızla nasıl evlenirse, oğulların da seninle öyle evlenecekler; ve güvey gelinle nasıl sevinirse, Allahın da seninle öyle sevinecek.
* Zevkim onda.
* Kocalı kadın.
6. Ey Yeruşalim, duvarlarının üzerine bekçiler diktim; gece gündüz hiç susmıyacaklar; ey siz, RABBE hatırlatanlar, rahat etmeyin,
7. Yeruşalimi pekiştirinciye kadar, dünyada onu hamt kılıncıya kadar ona da rahat vermeyin.
8. RAB sağ elinin ve kuvvetinin bazusu hakkı için and etti: Gerçek senin buğdayını yiyecek olsun diye artık düşmanlarına vermiyeceğim; ve onun için emek verdiğin yeni şarabını ecnebiler içmiyecek;
9. ancak devşirenler onu yiyecekler, ve RABBE hamdedecekler; ve onu toplıyanlar makdisimin avlularında onu içecekler.
10. Geçin, kapılardan geçin; kavmın yolunu hazırlayın; yığın, büyük yol yığın; taşlarını kaldırıp atın; kavmlar için bir bayrak dikin.
11. İşte, RAB yerin ucuna işittirdi: Sion kızına diyin: İşte, kurtuluşun geliyor; işte, ücreti kendisile beraberdir, ve karşılığı önündedir.
12. Ve onlara: Mukaddes kavm, RABBİN fidye ile kurtardıkları, diyecekler; ve sen: Aranmış, Bırakılmamış şehir, çağırılacaksın.

BAP 61

RAB Yehovanın Ruhu üzerimdedir; çünkü hakirlere müjdeyi vâzetmek için RAB beni meshetti; yüreği kırık olanları sarmak için, sürgünlere hürriyeti, mahpus olanlara zindanın açıldığını ilân için,
2. RABBİN lûtuf yılını, ve Allahımızın öç alma gününü ilân için, bütün yaslıları teselli için,
3. Sionda yaslılara tayin edip, kül yerine başlarına çelenk, yas yerine meserret yağı, ağırlık ruhu yerine hamt libasını vermek için beni gönderdi ki, onlara salâh ağaçları, RABBİN, izzet bulsun diye, diktiği denilsin.
4. Ve eski harabeleri bina edecekler, evelki vakitlerin viranelerini kuracaklar, ve harap şehirleri, çok nesillerden kalma viraneleri yeniletecekler.
5. Ve yabancılar durup sürülerinizi güdecekler, ve ecnebiler çiftçileriniz ve bağcılarınız olacak.
6. Fakat size RABBİN kâhinleri denilecek; size Allahımızın hizmetçileri diyecekler; milletlerin servetini yiyeceksiniz, ve onların izzeti size geçecek.
7. Utancınıza karşılık olarak iki kat izzetiniz olacak; ve rüsvaylığa karşılık olarak payları ile sevinecekler; bundan dolayı memleketlerinde iki kat mülk edinecekler; onlara ebedî sevinç olacak.
8. Çünkü ben, RAB, adalet severim; fesatla soygunculuktan nefret ederim, ve karşılıklarını onlara sadakatle vereceğim, ve kendilerile ebedî ahit keseceğim.
9. Ve zürriyetleri milletler arasında, ve onlardan çıkanlar kavmlar arasında bilinecek; kendilerini görenlerin hepsi onları RABBİN mubarek kıldığı zürriyet diye tanıyacaklar.
10. RAB ile çok mesrur olacağım, canım Allahımla sevinip coşacak; çünkü güvey çelenkle süslenir gibi, ve gelin kendi takımları ile bezenir gibi, bana kurtuluş esvabı giydirdi, salâh kaftanı ile beni örttü.
11. Çünkü toprak kendi koncasını nasıl çıkarır, ve bahçe kendi içine ekilenleri nasıl yerden bitirirse, Rab Yehova da bütün milletlerin karşısında salâhla hamdi öyle bitirecektir.

BAP 60

KALK, aydınlan; çünkü ışığın geldi, ve RABBİN izzeti senin üzerine doğdu.
2. Çünkü işte, dünyayı karanlık, ve ümmetleri koyu karanlık örtecek; fakat senin üzerine RAB doğacak, ve izzeti senin üzerinde görünecek.
3. Ve senin ışığına milletler, ve sana doğan günün parlaklığına kırallar gelecekler.
4. Çepçevre gözlerini kaldır da bak; hepsi toplanıp sana geliyorlar; oğulların uzaktan gelecekler, ve kızların kucakta taşınacak.
5. O zaman göreceksin ve yüzün parlıyacak, ve yüreğin çarpacak ve genişliyecek; çünkü denizin bolluğu sana döndürülecek, milletlerin zenginliği sana gelecek.
6. Develerin çokluğu, Midyanın ve Eyfanın hecin develeri seni kaplıyacak; Şebadan olanların hepsi gelecekler; altın ve günnük getirecekler, ve RABBİN hamtlerini ilân edecekler.
7. Kedarın bütün sürüleri sana toplanacak, Nebayotun koçları sana yarıyacak; makbul olarak mezbahıma çıkacaklar; ve güzelliğimin evini süsliyeceğim.
8. Bir bulut gibi, ve yuva deliklerine uçan güvercinler gibi bu uçanlar kim?
9. Gerçek adalar ve önce Tarşiş gemileri beni bekliyecekler; ta ki, uzaktan senin oğullarını, gümüşleri ve altınları ile beraber, Allahın RABBİN ismi için, ve İsrailin Kuddûsu için getirsinler; çünkü sana güzellik veren odur.
10. Ve ecnebiler senin duvarlarını yapacaklar, ve kıralları sana hizmet edecekler; çünkü seni öfkemde vurdum, fakat lûtfumla sana merhamet ettim.
11. Ve kapıların daima açık duracak; milletlerin servetini, ve sürgün getirilen kırallarını sana getirsinler diye gece gündüz kapanmıyacaklar.
12. Çünkü sana kulluk etmiyen millet ve ülke yok olacak; ve o milletler tamamen harap olacak.
13. Libnanın izzeti olan servi, çınar, ve şimşir ağacı makdisimin yerini güzelleştirmek için hep birden sana gelecekler; ve ayaklarımın yerini izzetli kılacağım.
14. Ve seni sıkıştıranların oğulları sana iğilerek gelecekler; ve seni hor görenlerin hepsi senin ayaklarının tabanında yere kapanacaklar; ve sana: RABBİN şehri, İsrail Kuddûsunun Sionu, diyecekler.
15. Sen bırakılmış, ve nefret görmüş olduğuna, ve içinden kimse geçmediğine karşılık olarak, seni ebedî övünme, ve çok nesillere meserret kılacağım.
16. Ve milletlerin sütünü emeceksin, ve kıralların memelerini emeceksin; ve bileceksin ki, seni kurtaran, ve fidye ile Kurtarıcın olan, Yakubun Kadîri, RAB benim.
17. Tunç yerine altın getireceğim, ve demir yerine gümüş, ve ağaç yerine tunç, ve taş yerine demir getireceğim. Ve memurlarını selâmet edeceğim, angaryacılarını da adalet.
18. Artık memleketinde zorbalık, sınırlarında soygun ve kırgın işitilmiyecek; fakat duvarlarına Kurtuluş, ve kapılarına Hamt adını vereceksin.
19. Gündüzün senin ışığın artık güneş olmıyacak; ve aydınlık için ay sana ışık vermiyecek; ancak ebedî ışığın RAB, ve izzetin kendi Allahın olacak.
20. Artık güneşin batmıyacak, ve ayın çekilmiyecek; çünkü RAB senin ebedî ışığın olacak, ve yas günlerin sona erecek.
21. Ve senin kavmın, hepsi salih adamlar olacak; onlar ki, izzet bulayım diye diktiğim fidan, ellerimin işidirler, diyarı ebediyen mülk edinecekler.
22. Küçüğü bin kişi, ve ufağı kuvvetli bir millet olacak; ben, RAB, vakit gelince bunu tezlendireceğim.

BAP 59

İŞTE, RABBİN eli kısalmadı ki, kurtaramasın: ve kulağı ağırlaşmadı ki, işitemesin;
2. ancak sizinle Allahınız arasına fesatlarınız ayrılık koydu, ve suçlarınız onun yüzünü sizden gizledi de sizi işitmiyor.
3. Çünkü elleriniz kanla, ve parmaklarınız fesatla kirlendi; dudaklarınız yalan söylediler, diliniz kötülük homurdıyor.
4. Doğrulukla dava açan yok, ve hakikatle dava güden yok; boşluğa güveniyorlar, ve yalan söyliyorlar; kötülüğe gebe kalıyorlar, ve fesat doğuruyorlar.
5. Zehirli yılan yumurtalarından yavru çıkarıyorlar, ve örümcek ağı dokuyorlar; onların yumurtalarından yiyen ölür; ve kırılan yumurtadan engerek çıkar.
6. Ağlarından esvap olmaz, ve işlediklerile insan örtünmez; yaptıkları fesat işleridir, ve ellerinde zorbalık işi var.
7. Ayakları kötülüğe koşarlar, ve suçsuz kanı dökmeğe acele ederler; düşünceleri fesat düşünceleridir; soygun ve kırgın onların yollarında.
8. Selâmet yolunu bilmezler; ve izlerinde adalet yoktur; kendilerine iğri yollar yaptılar; o yolda yürüyenlerin hiç biri selâmet bilmez.
9. Bundan ötürü adalet bizden uzak, ve salâh bize erişmiyor; ışık bekliyoruz, ve işte karanlık; parıltı bekliyoruz, fakat koyu karanlıkta yürüyoruz.
10. Körler gibi duvarı el yordamı ile arıyoruz, ve gözleri olmıyan gibi araştırıyoruz; öğleyin, alaca karanlıkta imiş gibi sürçüyoruz; gürbüzler arasında ölüler gibiyiz.
11. Hepimiz ayılar gibi homurdanıyoruz, ve güvercinler gibi çok inliyoruz; adalet bekliyoruz, ve yok; kurtuluş bekliyoruz, bizden uzak.
12. Çünkü senin karşında günahlarımız çoğaldı, ve suçlarımız bize karşı şehadet ediyorlar; çünkü günahlarımız yanımızda, fesatlarımız ise, onları biliriz;
13. günah işledik, ve RABBİ inkâr ettik, ve Allahımızın ardından döndük, zorbalık ve isyan sözü söyledik, yürekten hileli sözler düşünüp söyledik.
14. Ve hak geri çevrildi, ve salâh uzakta duruyor; çünkü şehrin meydanında hakikat sürçüp düştü, ve doğruluk içeri giremiyor.
15. Evet, hakikat bulunamıyor; ve şerden çekinen kendisini soyduruyor.
Ve RAB gördü, ve adalet yokluğu onun gözlerinde kötü idi.
16. Ve adam olmadığını gördü, ve şefaatçi bulunmadığına şaştı; ve kendisi için bazusu kurtarış getirdi; ve salâhı, kendisine o destek oldu.
17. Ve adaleti zırh gibi giyindi, ve kurtarış miğferini başına koydu; ve öç alma libasını esvap gibi giydi, ve gayrete kaftan gibi sarındı.
18. İşleri nasılsa ona göre, kendi hasımlarına kızgınlık, düşmanlarına ceza ödiyecek; adalara ceza ödiyecek.
19. Ve garptan olanlar RABBİN isminden, ve şarktan olanlar izzetinden korkacaklar; çünkü sıkışmış bir ırmağın suları gibi gelecek, o sular ki, RABBİN soluğu onları sürüyor.
20. Ve Siona, ve Yakubda günahtan dönenlere fidye ile Kurtaran gelecek, RAB diyor.
21. Ben ise, RAB diyor, onlarla ahdim şudur: Senin üzerinde olan Ruhum, ve ağzına koyduğum sözlerim, şimdiden ta ebede kadar senin ağzından, ve zürriyetinin ağzından, ve zürriyetinin zürriyeti ağzından ayrılmıyacak, RAB diyor.

BAP 58

YÜKSEK sesle çağır, esirgeme, sesini boru gibi yükselt, ve kavmıma günahlarını, ve Yakub evine suçlarını bildir.
2. Halbuki her gün beni arıyorlar, ve yollarımı bilmekten hoşlanıyorlar; adalet etmiş, ve Allahının hükümlerini bırakmamış bir millet gibi benden doğru hükümler soruyorlar; Allaha yaklaşmaktan hoşlanıyorlar.
3. Niçin oruç tuttuk da görmiyorsun? canımızı alçalttık da bilmiyorsun? diyorlar. İşte, siz orucunuz gününde işinizin peşindesiniz, ve bütün işçilerinizi sıkıştırırsınız.
4. İşte, siz kavga ve çekişme için, ve kötülük yumruğu ile vurmak için oruç tutuyorsunuz; bugün öyle oruç tutmuyorsunuz ki, yüksek yerde sesinizi işittiresiniz.
5. Benim seçtiğim oruç, insanın canını alçaltacağı gün, böyle mi olur? saz gibi başını iğmek, ve altına çul ve kül sermek mi? buna mı oruç, ve RABBE makbul gün, diyorsun?
6. Kötülük zincirlerini açmak, boyunduruk bağlarını çözmek, ve ezilmiş olanları hür olarak koyvermek, ve her boyunduruğu kırmak, benim seçtiğim oruç bu değil mi?
7. Kendi ekmeğini aç olanla paylaşmak, ve yurtsuz düşkünleri kendi evine getirmek, ve çıplağı görünce üstünü örtmek, ve kendi etinden olandan kaçınmamak değil mi?
8. O zaman ışığın tan gibi doğar, ve yaran çabuk et sürer; ve senin önünden kendi salâhın yürür; RABBİN izzeti dümdarın olur.
9. O zaman imdada çağıracaksın, ve RAB cevap verecek; feryat edeceksin, ve: İşte, buradayım, diyecek.
Eğer boyunduruğu, parmak uzatmağı, ve fesat söylemeği ortanızdan kaldırırsan;
10. ve canının çektiği şeyi aç olana verirsen, ve alçaltılmış canı doyurursan; o zaman karanlık içinde ışığın doğacak, ve koyu karanlığın öğle vakti gibi olacak;
11. ve daima RAB sana yol gösterecek, ve kurak yerlerde senin canını doyuracak, ve kemiklerini kuvvetlendirecek; ve sulanmış bir bahçe gibi, ve suları yalancı olmıyan bir kaynak gibi olacaksın.
12. Ve senden çıkacak olanlar eski harabeleri bina edecekler; çok nesillerin temellerini dikeceksin; ve sana: Gedik kapatan, Memlekette oturulsun diye yolları eski haline koyan, denilecek.
13. Mukaddes günümde dilediğini yaparak Sebt gününü ayak altına almazsan; ve Sebt gününe ferah gün, RABBİN mukaddes gününe izzetli gün dersen; ve kendi yollarında yürümiyerek, kendi zevkini bulmıyarak, ve kendi sözlerini söylemiyerek o güne izzet verirsen;
14. o zaman zevkini RABDE bulursun; ve seni dünyanın yüksek yerleri üzerine bindiririm; ve atan Yakubun mirasını sana yediririm; çünkü RABBİN ağzı söyledi.

BAP 57

SALİH adam yok oluyor, ve bunu yüreğine koyan kimse yok; ve merhametli adamlar ortadan kaldırılıyor, ve kimse anlamıyor ki, salih adam gelecek kötülüğün önünden kaldırılıyor.
2. O selâmete giriyor; doğrulukla yürüyenler yatakları üzerinde rahat ediyorlar.
3. Fakat siz, bakıcı karının oğulları, zaninin ve fahişenin zürriyeti, buraya yaklaşın.
4. Kiminle eğleniyorsunuz? kime karşı ağız açıyorsunuz, ve dil çıkarıyorsunuz?
5. Siz ki, meşe ağaçları arasında, her yeşil ağacın altında kızışırsınız; vadilerde, kayaların kovukları altında çocukları boğazlarsınız, siz, günah çocukları, hile zürriyeti değil misiniz?
6. Senin payın vadinin düzgün taşları arasındadır; onlar, senin nasibin onlar; onlara da dökülen takdimeyi döktün, ekmek takdimesini arzettin. Bunların üzerine ben teselli bulur muyum?
7. Yatağını yüksek ve yüce bir dağ üzerine koydun; oraya da kurban kesmek için çıktın.
8. Ve kendi tezkiremi* kapıların ve kapı süvelerinin ardına koydun; çünkü benden başkasına soyundun, ve yukarı çıktın; yatağını genişlettin, ve kendin için onlarla söz kestin; gördüğün yerde onların yatağını sevdin.
9. Ve hoş kokulu yağla kırala gittin, ve güzel kokularını çoğalttın, ve elçilerini uzağa gönderdin, ve ölüler diyarına kadar kendini alçalttın.
10. Yolunun uzunluğu ile yoruldun: Boştur, demedin; kuvvetini tazelettin; bundan ötürü zayıflamadın.
* Tesniye 6: 9.
11. Ve kimden yıldın ve korktun ki, yalan söyliyorsun, ve beni anmadın, ve kendi yüreğine bunu koymadın? uzun vakitten beri susmadım mı? ve benden korkmuyorsun.
12. Senin salâhını ben bildireceğim; işlerin ise, sana yaramıyacaklar.
13. Feryat ettiğin zaman, bir araya topladığın putlar seni azat etsinler; fakat onları yel alacak, bütün onları bir soluk götürecek; ancak bana sığınan, diyarı mülk edinecek, ve mukaddes dağımı miras alacak.
14. Ve diyecek: Toprak yığın, toprak yığın, yol hazırlayın, kavmımın yolundan tökezi kaldırın.
15. Çünkü yüksek ve yükselmiş, ebediyette sakin ve ismi Kuddûs olan şöyle diyor: Ben yüksek ve mukaddes yerde otururum, ve alçak gönüllülerin ruhunu diriltmek, ve ezilmişlerin yüreğini diriltmek için, ezilmiş ve alçak gönüllü adamla beraberim.
16. Çünkü ebediyen davacı olmam, ve daima öfkelenmem; çünkü yarattığım canlar ve ruh önümde bayılırdı.
17. Onun kötü kazancı fesadından ötürü öfkelendim, ve onu vurdum; yüzümü örttüm ve öfkelendim; ve döneklik edip yüreğinin yolunda yürüdü.
18. Onun yollarını gördüm, ve kendisine şifa vereceğim; ve ona yol göstereceğim, kendisine ve onun için yas tutanlara yine tesellilerle karşılık vereceğim.
19. Dudakların meyvasını yaratan benim: Selâmet, uzakta olana, ve yakında olana selâmet! RAB diyor; ve ona şifa vereceğim.
20. Fakat kötüler çalkanan deniz gibidirler; çünkü o rahat duramaz, ve onun suları dışarı çamur ve kir atar.
21. Allahım diyor: Kötülere selâmet yoktur.

BAP 56

RAB şöyle diyor: Hakkı tutun, ve adalet edin, çünkü kurtarışımın gelmesi, ve adaletimin izhar edilmesi yakındır.
2. Bunu yapan insana, ve bunu sıkı tutan âdem oğluna ne mutlu! o adam ki, Sebt gününü bozmasın diye onu tutar, ve her türlü kötülükten elini tutar.
3. RABBE yapışan ecnebi: Mutlaka RAB beni kavmından ayıracak, diye söylemesin; ve harem ağası: İşte, ben kuru bir ağacım, demesin.
4. Çünkü Sebt günlerimi tutan, ve hoşlandığım şeyleri seçen, ve ahdimi sıkı tutan harem ağaları için RAB şöyle diyor:
5. Onlara evimde, ve duvarlarımın içinde oğullardan ve kızlardan iyi yer ve ad vereceğim; onlara kesilip atılmaz ebedî ad vereceğim.
6. Ve RABBE hizmet etmek, ve RABBİN ismini sevmek, ona kul olmak için RABBE yapışan ecnebilerini, Sebt gününü bozmasın diye onu tutan her birini ve ahdimi sıkı tutanı,
7. evet, onları mukaddes dağıma getireceğim, ve onları dua evimde sevindireceğim; mezbahım üzerinde yakılan takdimeleri ve kurbanları kabul olunacak; çünkü benim evime bütün milletler için dua evi denilecektir.
8. İsrailin sürgünlerini toplıyan Rab Yehova diyor: Toplanılmış olanlarından başka daha ona toplıyacağım.
9. Ey kır hayvanları, hepiniz, ormanda olan bütün hayvanlar, yiyip bitirmek için gelin.
10. Onun bekçileri kördür, hiç birinin bilgisi yok; hepsi dilsiz köpeklerdir, havlıyamazlar; sayıklıyıp yatmaktadırlar, uykuyu seviyorlar.
11. Evet, köpekler oburdur, doymak bilmezler; onlar anlamak nedir bilmiyen çobanlardır; her yandan, herkes kendi kazancına, hepsi kendi yollarına döndüler.
12. Gelin, şarap getireyim, ve bol bol içki içelim; yarın da bugünkü gibi, daha ziyade bol olacak, diyorlar.

BAP 55

EY sizler, her susıyan, ve parası olmıyan, sulara gelin; gelin satın alın, ve yiyin; gelin de, parasız ve bedelsiz şarap ve süt alın.
2. Niçin parayı ekmek olmıyan şeye, ve emeğinizi doyurmıyan şeye veriyorsunuz? Beni iyi dinleyin, ve iyi olan şeyi yiyin, ve semiz şey ile canınız lezzet bulsun.
3. Kulağınızı iğin ve bana gelin; işitin, ve canınız yaşıyacak; ve Davuda olan emin merhametleri, ebedî ahdi sizinle keseceğim.
4. İşte, ben onu şahit olarak ümmetlere, reis ve emîr olarak ümmetlere verdim.
5. İşte, bilmediğin bir milleti çağıracaksın; seni bilmiyen bir millet Allahın RABDEN, ve İsrailin Kuddûsundan ötürü sana koşacak; çünkü o sana izzet verdi.
6. RABBİ bulunabilirken arayın; yakınken onu çağırın;
7. kötü kişi kendi yolunu, ve fesatçı kendi düşüncelerini bıraksın; ve RABBE dönsün, ve ona merhamet eder; ve Allahımıza dönsün, çünkü bol bol bağışlar.
8. Çünkü benim düşüncelerim sizin düşünceleriniz değil, sizin yollarınız benim yollarım değil, RAB diyor.
9. Çünkü gökler nasıl yerden yüksekse, yollarım sizin yollarınızdan, ve düşüncelerim sizin düşüncelerinizden öyle yüksektir.
10. Çünkü yağmur ve kar nasıl göklerden iner ve oraya dönmezlerse, fakat yeri sular ve onu doğurtup ekini yerden bitirir, ve ekinciye tohum ve yiyiciye ekmek verirse;
11. ağzımdan çıkan sözüm de öyle olacaktır; bana boş dönmiyecektir, fakat murat ettiğim şeyi yapacak, ve yapsın diye onu gönderdiğim işi başaracak.
12. Çünkü sevinçle çıkacaksınız, ve selâmetle götürüleceksiniz; dağlar ve tepeler önünüzde terennüme koyulacaklar; ve kırın bütün ağaçları el çırpacaklar.
13. Çalı yerine çam bitecek; ve ısırgan yerine mersin ağacı bitecek; ve bu şey, RABBE bir nam olsun, kesilip atılmaz ebedî alâmet olsun diye olacaktır.

BAP 54

TERENNÜM et, ey kısır, sen ki, doğurmadın; terennüme koyul, ve yüksek sesle çağır, sen ki, doğurma ağrısı çekmedin; çünkü bırakılmış kadının oğulları, kocalı kadının oğullarından çoktur, RAB diyor.
2. Çadırının yerini genişlet, ve meskenlerinin eteklerini gersinler; esirgeme; iplerini uzat, ve kazıklarını pekiştir.
3. Çünkü sağa sola yayılacaksın; ve senin zürriyetin milletleri mülk edinecek, ve ıssız şehirleri halk ile dolduracak.
4. Korkma, çünkü utanmıyacaksın; ve sıkılma, çünkü yüzün kızarmıyacak; çünkü gençliğinin utancını unutacaksın, ve dulluğunun rüsvaylığını artık anmıyacaksın.
5. Çünkü kocan seni Yaratandır; onun ismi orduların RABBİDİR; ve seni fidye ile Kurtaran İsrailin Kuddûsudur; ona bütün dünyanın Allahı denecektir.
6. RAB seni bırakılmış ve ruhu dertli bir kadın gibi, gençlik karısı atılınca nasıl olursa, onun gibi çağırdı, senin Allahın diyor.
7. Seni bir lâhzacık bıraktım; fakat seni büyük merhametlerle toplıyacağım.
8. Taşkın öfke ile yüzümü senden bir lâhza gizledim; fakat ebedî inayetle sana merhamet edeceğim, seni fidye ile kurtaran RAB diyor.
9. Çünkü bu benim için Nuh suları gibidir; çünkü Nuh suları yeryüzünü artık basmıyacak diye nasıl and ettimse, sana karşı öfkelenmiyeceğim, ve seni azarlamıyacağım diye öyle and ettim.
10. Çünkü dağlar yerinden kalkar, ve tepeler sarsılır; fakat inayetim senin üzerinden kalkmaz, ve selâmet ahdim sarsılmaz, sana merhamet eden RAB diyor.
11. Ey sen, kasırgaya tutulmuş, ve teselli bulmamış düşkün, işte, güzel renkli harçlarla taşlarını yerine koyacağım, ve gök yakutlarla temellerini atacağım.
12. Ve yakutlarla mazgallarını, ve kızıl yakutlarla kapılarını, ve değerli taşlarla bütün çevreni yapacağım.
13. Ve bütün oğulların RAB tarafından öğretilmiş olacak; ve oğullarının selâmeti çok olacak.
14. Salâh ile pekişeceksin; sıkıntıdan uzak olacaksın, çünkü korkmıyacaksın; ve yılgınlıktan uzak olacaksın, çünkü sana yaklaşmıyacak.
15. İşte, onlar toplanırlar, fakat benden değil; sana karşı kim toplanırsa, senin yüzünden düşecektir.
16. İşte, kor ateşine üfliyen, ve işine göre silâh çıkaran demirciyi ben yarattım; ve harap etsin diye helâk ediciyi ben yarattım.
17. Sana karşı yapılan hiç bir silâh işe yaramıyacak; ve hükümde sana karşı kalkan her dili suçlu çıkaracaksın. RAB kullarının mirası budur, ve onların salâhı bendendir, RAB diyor.

BAP 53

HABERİMİZE kim inandı? ve RABBİN bazusu kime izhar olundu?
2. çünkü onun önünde körpe fidan gibi, ve kurak yerden kök sürgünü gibi çıktı; ne biçimi ve ne de güzelliği vardı; gösterişi de yoktu ki, kendisine bakınca gönlümüz onu çeksin.
3. Hor görüldü, ve insanlar tarafından bırakıldı; acıları tanımış, elemler adamı; ve insanların kendisinden yüzlerini örttükleri bir adam gibi hor görüldü, ve biz onu saymadık.
4. Gerçek acılarımızı o taşıdı, ve elemlerimizi o yüklendi; gerçek biz sandık ki, o cezaya uğradı, Allah tarafından vuruldu, ve alçaltıldı.
5. Fakat günahlarımızdan ötürü o yaralandı, fesatlarımızdan ötürü o zedelendi; selâmetimiz için olan ceza onun üzerine indi; ve onun berelerile biz şifa bulduk.
6. Hepimiz koyunlar gibi yolu şaşırdık; her birimiz kendi yoluna döndü; ve RAB hepimizin fesadını onun üzerine koydu.
7. Ona kötü muamele ettiler, fakat alçaltıldığı zaman ağzını açmadı; boğazlanmağa götürülen kuzu gibi, ve kırkıcılar önünde dilsiz duran koyun gibi, ağzını açmadı.
8. Gaddarlıkla hükmolunarak kaldırıldı; onun zamanında yaşıyanlar arasında kim düşündü ki, diriler diyarından kesilip alınması kavmımın günahından ötürü idi? vuruş ise, kavm içindi.
9. Ve haksızlık etmediği, ve ağzında hile bulunmadığı halde, kabrini kötülerin yanında yaptılar, ve ölümünde zengin adamla beraberdi.
10. Fakat onu ezmek RABBE hoş göründü; onu eleme düşürdü; onun canı günah takdimesi edilince, zürriyetini görecek, ömrünün günlerini uzatacak, ve RABBİN muradı onun elinde ileri gidecek.
11. Canının emeği semeresini görecek, ve doyacak; salih kulum bir çoklarını kendi bilgisile salih kılacak; ve fesatlarını kendisi yüklenecek.
12. Bundan dolayı büyüklerle beraber ona pay vereceğim, ve çapul malını zorlularla beraber paylaşacak; çünkü canını ölüme döktü, ve günahkârlarla sayıldı; çoğunun suçunu da o taşıdı, ve günahkârlar için şefaat etti.

BAP 52

UYAN, uyan, ey Sion, kuvvetini giy; ey Yeruşalim, mukaddes şehir, güzel esvabını giy; çünkü sünnetsiz ile murdar adam artık sana girmiyecek.
2. Üzerindeki tozu silk; kalk, tahtına otur, ey Yeruşalim; boynundaki bağdan çözül; Sionun sürgün kızı.
3. Çünkü RAB şöyle diyor: Hiçe satıldınız; ve para ile kurtarılacak değilsiniz.
4. Çünkü Rab Yehova şöyle diyor: Garip olarak yaşamak için başlangıçta kavmım Mısıra indi; ve sebep yokken Aşur onları sıkıştırdı.
5. Ve şimdi RAB diyor: Mademki kavmım hiçe alınıp götürüldü, burada benim ne işim var? onların üzerine hükümdar olanlar ulumaktalar, RAB diyor, ve ismime bütün gün durmadan küfredilmekte.
6. Bundan ötürü kavmım ismimi tanıyacak; bundan ötürü o gün bilecekler ki, söyliyen benim; işte, benim.
7. Dağlar üzerinde müjdecinin ayakları ne güzeldir, o müjdeci ki, selâmet sözünü işittiriyor, iyilik müjdesini getiriyor, kurtuluş ilân ediyor, Siona diyor: Allahın kırallık ediyor!
8. Bekçilerinin sesi! seslerini yükseltiyorlar, birlikte terennüm ediyorlar; çünkü RAB Siona dönünce göz göze görecekler.
9. Ey Yeruşalim harabeleri, sevinçle birlikte terennüme koyulun; çünkü RAB kavmını teselli etti, Yeruşalimi fidye ile kurtardı.
10. RAB bütün milletlerin gözü önünde mukaddes kolunu sıvadı; ve dünyanın bütün uçları Allahımızın kurtarışını gördü.
11. Çekilin, çekilin, oradan çıkın, murdara dokunmayın; içinden çıkın; siz ki, RABBİN takımlarını taşımaktasınız, temizlenin.
12. Çünkü acele ile çıkmıyacaksınız, ve kaçarak gitmiyeceksiniz; çünkü RAB önünüzden gidecek; ve İsrailin Allahı size dümdar olacak.
13. İşte, kulum akıllıca davranacak, yüksek, ve yükselmiş, ve çok yüce olacak.
14. Nasıl ki, çoğu sana şaştılar (onun görünüşü insanınkinden, ve şekli adam oğullarınınkinden o kadar bozulmuştu),
15. böylece çok milletleri şaşırtacak; kırallar ona ağızlarını kapıyacaklar; çünkü kendilerine anlatılmamış olanı görecekler; ve işitmediklerini anlıyacaklar.

BAP 51

EY sizler, salâhın ardınca giden, RABBİ arıyanlar, beni dinleyin: Yontulup alındığınız kayaya, ve kazılıp çıkarıldığınız taş ocağı çukuruna bakın.
2. Atanız İbrahime, ve sizi doğuran Saraya bakın; çünkü tek adamken onu çağırdım, ve kendisini mubarek kıldım, ve onu çoğalttım.
3. Çünkü RAB Sionu teselli etti; bütün harabelerini teselli etti, ve onun çölünü Aden, ve bozkırını RABBİN bahçesi gibi etti; orada meserret ve sevinç, şükran ve terennüm sesi bulunacak.
4. Beni iyi dinleyin, ey kavmım; ve ey ümmetim, bana kulak verin; çünkü benden bir şeriat çıkacak, ve kavmlara ışık olarak adaletimi pekiştireceğim.
5. Adaletim yakındır, kurtarışım meydana çıktı, ve benim bazularım kavmlara hükmedecek; adalar beni bekliyecekler, ve bazuma güvenecekler.
6. Gözlerinizi göklere kaldırın, aşağıya yere de bakın; çünkü gökler duman gibi dağılacak, ve yer esvap gibi eskiyecek; üzerinde oturanlar da öylece ölecekler; fakat kurtarışım ebedî olacak, ve adaletimin ardı kesilmiyecek.
7. Ey sizler, salâhı bilenler, şeriatim yüreklerinde olan kavm, beni dinleyin; insanların hakaretinden korkmayın; ve onların sövmelerinden yılmayın.
8. Çünkü güve onları esvap gibi yiyecek, ve kurt onları yapağı gibi yiyecek; fakat adaletim ebediyen, ve kurtarışım nesillerin devamınca duracak.
9. Ey RABBİN bazusu, uyan, uyan, kudret giy; geçmiş günlerde, en eski nesillerde olduğu gibi uyan! Rahabı parçalıyan, canavarı yaralıyan sen değil misin?
10. Denizi, büyük enginin sularını kurutan, fidye ile kurtulanlar geçsin diye denizin derin yerlerini yol yapan sen değil misin?
11. Ve RABBİN kurtardıkları dönecekler, ve terennümle Siona varacaklar, ve başları üzerinde ebedî sevinç olacak; meserrete ve sevince erecekler; ve kederle inilti kaçıp gidecek.
12. Sizi teselli eden benim, benim; sen kimsin ki, ölecek insandan, ve ot gibi olacak adam oğlundan korkuyorsun;
13. ve gökleri yayan, ve dünyanın temellerini atan, seni yaratan RABBİ unuttun; ve zorba, helâk için hazırlanınca, onun kızgınlığından bütün gün durmadan yılıyorsun? hani, zorbanın kızgınlığı nerede?
14. Sürgün esir çabuk çözülecek; ve ölmiyecek, çukura inmiyecek, ve ekmeksiz kalmıyacak.
15. Çünkü senin Allahın RAB benim, ben ki, denizi karıştırırım, ve onun dalgaları gürler; onun ismi orduların RABBİDİR.
16. Ve ben gökleri dikmek, ve dünyanın temellerini atmak, ve Siona: Kavmım sensin, demek için sözlerimi senin ağzına koydum, elimin gölgesile seni örttüm.
17. Uyan, uyan, ey Yeruşalim, ayağa kalk, sen ki RABBİN gazap kâsesini onun elinden içtin; sersemlik kâsesini içtin, ve sümürdün.
18. Doğurduğu bütün oğullardan ona yol gösteren yok; ve büyüttüğü bütün oğullardan onun elini tutan yok.
19. Senin başına bu iki şey geldi; senin için kim yas tutsun? soygun ve kırgın, kıtlık ve kılıç; seni nasıl teselli edeyim?
20. Oğulların baygın, ağa düşmüş geyik gibi, bütün sokak başlarında yatıyorlar; RABBİN kızgınlığı ile, Allahının tekdirile dolmuşlar.
21. Ey düşkün, sen ki sarhoş oldun, fakat şaraptan değil, bundan ötürü şimdi şunu dinle;
22. Rabbin Yehova, ve kavmının davasını gören Allahın şöyle diyor: İşte, sersemlik kâsesini, gazabımın kâsesini senin elinden aldım; artık bir daha onu içmiyeceksin;
23. ve onu seni sıkıştıranların eline vereceğim, onlar ki, senin canına: İğil de geçelim, dediler; sen de sırtını toprak gibi, ve sokak gibi geçenlerin ayağı altına koydun.

BAP 50

RAB şöyle diyor: Ananızı salıvermeğe dair olan boşama kağıdı nerede? ve sizi alacaklılarımdan hangisine sattım? İşte, fesatlarınızdan ötürü satıldınız, ve günahlarınızdan ötürü ananız salıverildi.
2. Ben geldiğim zaman niçin kimse bulunmadı, çağırdığım zaman niçin cevap veren yoktu? elim hiç kısaldı mı ki, fidye ile kurtaramasın? yahut azat etmek için bende kuvvet mi yok? İşte, tekdirimle denizi ben kuruturum, ırmakları ben çöl ederim; su kalmadığı için balıkları kokar, ve susuzluktan ölürler.
3. Göklere siyahlar giydiririm, ve onların örtüsünü çul ederim.
4. Yorgun adama sözle destek olmağı bileyim diye, Rab Yehova bana şakirtlerin dilini verdi; her sabah uyandırır, şakirtler gibi işitsin diye kulağımı uyandırır.
5. Rab Yehova kulağımı açtı, ve ben âsi olmadım, ve geri çekilmedim.
6. Vuranlara sırtımı, saç yolanlara yanaklarımı verdim; yüzümü utançtan ve tükürükten gizlemedim.
7. Çünkü Rab Yehova bana yardım eder; bundan ötürü rüsvay olmadım; bundan ötürü yüzümü çakmak taşı gibi ettim, ve bilirim ki, utandırılmıyacağım.
8. Beni haklı çıkaran yakındır; kim benimle muhakeme olacak? birlikte duralım; hasmım kimdir? bana yaklaşsın.
9. İşte, Rab Yehova bana yardım edecek; beni suçlu çıkaracak kimdir? İşte, onların hepsi esvap gibi eskiyecekler; onları güve yiyip bitirecek.
10. Aranızda RABDEN korkan, kulunun sözünü dinliyen kim var? karanlıkta yürüyen, ve ışığı olmıyan, RABBİN ismine güvensin, ve Allahına dayansın.
11. İşte, ateş tutuşturan, kıvılcımlarla kuşanan sizler, hepiniz, ateşinizin alevi içinde, ve tutuşturduğunuz kıvılcımlar arasında yürüyün. Size elimden çıkacak şudur: işkence içinde yatacaksınız.

BAP 49

EY adalar, beni işitin; ve uzaktaki milletler, iyi dinleyin; ana rahminde iken RAB beni çağırdı; anamın karnında iken adımı andı;
2. ve ağzımı keskin kılıç gibi etti; elinin gölgesinde beni gizledi; ve beni cilâlı bir ok etti; kendi ok kılıfında beni sakladı;
3. ve bana dedi: Sende izzet bulacağım İsrailsin, kulumsun.
4. Fakat ben dedim: Boşuna emek verdim, kuvvetimi boş yere ve beyhude telef ettim; lâkin hakkım RABBİN yanındadır, ve ücretim Allahımın yanındadır.
5. Ve şimdi İsrail RABBE toplansın diye Yakubu tekrar ona getirmek için beni kendisine kul olmak üzre (çünkü RABBİN gözünde ben izzet buldum, ve Allahım bana kuvvet oldu) daha rahimden bana şekil veren RAB diyor,
6. evet, o diyor: Yakub sıptlarını yeniden yerlerine dikmek, ve İsrailin esirgenmiş olanlarını geri getirmek için bana kul olman bir şey değildir; seni Milletlere de ışık olarak vereceğim ki, yerin ucuna kadar benim kurtarışım olasın.
7. İnsanın hor gördüğü, milletin nefret ettiği, hükümdarların kölesi olan adama İsrailin Kurtarıcısı ve Kuddûsu RAB şöyle diyor: Sadık olan RABDEN, seni seçmiş olan İsrailin Kuddûsundan ötürü kırallar görüp ayağa kalkacaklar; reisler görecekler, ve secde edecekler.
8. RAB şöyle diyor: Rıza vaktinde sana cevap verdim, ve kurtarış gününde sana yardım ettim; ve seni koruyacağım, ve seni kavma ahit olarak vereceğim ki, memleketi pekiştiresin, ıssız kalmış mirasları paylaştırasın;
9. mahpuslara: Çıkın; karanlıkta olanlara: Açığa gelin, diyesin. Onlar yollarda otlıyacaklar, bütün çıplak tepelerde otlakları olacak.
10. Acıkmıyacaklar, susamıyacaklar; sıcak ve güneş onlara vurmıyacak; çünkü onlara merhamet eden kendilerine yol gösterecek, ve onları su pınarlarına iletecek.
11. Ve bütün dağlarımı yol edeceğim, ve büyük yollarım yükselecek.
12. İşte, bunlar uzaktan, ve işte, bunlar şimalden ve garptan, şunlar da Sinim diyarından gelecekler.
13. Ey gökler, terennüm edin; ve ey yer, meserretle coş; ve ey dağlar, terennüme koyulun; çünkü RAB kavmını teselli etti, ve kederli olanlarına acıdı.
14. Fakat Sion dedi: Yehova beni bıraktı, ve Rab beni unuttu.
15. Kadın emzikteki çocuğunu unutabilir mi ki, kendi rahminin oğluna acımasın? evet, onlar unutabilirler, fakat ben seni unutmam.
16. İşte, iki elimin ayasına seni nakşettim; duvarların daima karşımda.
17. Oğulların seğirtip geliyorlar; seni helâk edenler, ve seni harap edenler içinden çıkacaklar.
18. Çepçevre gözlerini kaldırıp bak; onların hepsi toplanıyorlar, sana geliyorlar. RAB diyor: Varlığım hakkı için, onların hepsini süs gibi takınacaksın, ve bir gelin gibi onları kuşanacaksın.
19. Çünkü, viran ve ıssız yerlerin, ve harap edilmiş diyarın  —  gerçek şimdi oturanlar için sen dar olacaksın, ve seni yutanlar uzaklaşacaklar.
20. Evlâtsız kaldığın zamanın oğulları: Bu yer bana dar geliyor; bana yer ver de oturayım, dediklerini kulakların yine işitecek.
21. O zaman içinden diyeceksin: Ben evlâtlarımdan olmuş, tek başıma, sürgün, ve öteye beriye dolaşmakta iken bunları bana kim peyda etti? ve bunları kim büyüttü? işte, ben yalnız kalmıştım; bunlar, nerede idi bunlar?
22. Rab Yehova şöyle diyor: İşte, milletlere elimi kaldıracağım, ve kavmlara bayrağımı yükselteceğim; ve senin oğullarını kucaklarında getirecekler, ve senin kızlarını sırtlarında taşıyacaklar.
23. Ve kırallar sana lala, ve kıraliçaları sana dadı olacaklar; yere kapanıp ayaklarının tozunu yalıyacaklar; ve bileceksin ki, RAB benim; ve beni bekliyenler utandırılmıyacaklardır.
24. Kuvvetlinin elinden çapul malı alınacak mı, ve usulüne göre esir düşenler azat olacak mı?
25. Fakat RAB şöyle diyor: Kuvvetlinin de esirleri elinden alınacak, korkunç adamın aldığı çapul malı da kurtulacak; çünkü seninle çekişenle ben çekişeceğim, ve senin oğullarını ben kurtaracağım.
26. Ve sana işkence edenlere kendi etlerini yedireceğim; ve kendi kanları ile tatlı şarap içmiş gibi sarhoş olacaklar; ve bütün beşer bilecek ki, seni kurtaran RAB benim, ve Kurtarıcın, Yakubun Kadîri benim.

BAP 48

EY Yakub evi, siz ki, İsrail adı ile çağırılırsınız, ve Yahuda sularından çıktınız; hakikatla ve doğrulukla olmıyarak RABBİN ismile and edersiniz, ve İsrailin Allahını anarsınız
2. (çünkü onlar: Mukaddes şehirdeniz, derler, ve ismi orduların RABBİ olan İsrailin Allahına dayanırlar), şunu dinleyin:
3. Önceki şeyleri eski zamandan beri bildirdim; evet, ağzımdan çıktılar, ve onları işittirdim; onları ansızın yaptım, ve vaki oldular.
4. Senin inatçı, ve boynunun demir sinir, ve alnının tunçtan olduğunu bildiğim için,
5. eski zamandan beri onu sana bildirdim; vaki olmadan önce sana işittirdim; yoksa derdin: Onları yapan putumdur, onları emreden oyma putum ve dökme putumdur.
6. Bunu işittin, bak, hepsi oldu; ve siz itiraf etmiyecek misiniz? sana şimdiden yeni şeyler, bilmediğin gizli şeyler işittirdim.
7. Onlar eski zamandan değil, şimdi yaratıldı; ve bugünden önce onları işitmedin; yoksa sen: Onları biliyordum, derdin.
8. Evet, işitmedin; evet, bilmedin; evet, eski zamandan kulağın açılmadı; çünkü bilirdim ki, çok hainlik ediyordun, ve daha ana rahminden sana günahkâr deniliyordu.
9. İsmimden ötürü öfkemi geciktiriyorum, ve hamdimden ötürü seni kesip atmıyayım diye senden kendimi tutuyorum.
10. İşte, seni tasfiye ettim, fakat gümüş gibi değil; seni sıkıntı ocağında denedim.
11. Bunu kendim için, kendim için edeceğim; çünkü ismime neden hürmetsizlik edilsin? izzetimi de başkasına vermem.
12. Ey Yakub, ve çağırdığım İsrail, beni dinle: Ben oyum; ilk ben im, son da ben im.
13. Evet, yerin temelini benim elim koydu, ve gökleri sağ elim yaydı; ben onları çağırınca, birlikte dikilip dururlar.
14. Hepiniz toplanın, ve dinleyin; onların arasında bu şeyleri kim bildirdi? RABBİN sevdiği adam onun murat ettiği şeyi Babile yapacak, ve bazusu Kildanîlerin üzerinde olacak.
15. Ben, ben söyledim; evet, onu ben çağırdım, onu getirdim, ve yolu uğurlu olacak.
16. Bana yaklaşın, bunu dinleyin: Başlangıçtan beri gizlice söylemedim; vaki olduğu zamandan beri ben oradayım; ve şimdi Rab Yehova ve onun Ruhu beni gönderdi.
17. RAB, seni fidye ile kurtaran, İsrailin Kuddûsu şöyle diyor: Faideli olanı sana öğreten, yürüyeceğin yolda seni güden, Allahın RAB benim.
18. Keşke emirlerimi iyi dinliye idin! o zaman selâmetin ırmak gibi, salâhın da deniz dalgaları gibi olurdu;
19. zürriyetin de kum gibi, ve sulbünden çıkanlar onun taneleri gibi olurdu; karşımdan adı kesilip atılmazdı, ve helâk olmazdı.
20. Babilden çıkın; Kildanîlerden kaçın; terennüm sesile bildirin, bunu işittirin, yerin ucuna kadar onu çıkarın; diyin: Kulu Yakubu RAB fidye ile kurtardı.
21. Ve onları çöllerde yürütürken susamadılar; onlar için kayadan sular akıttı; ve kayayı yardı, ve sular fışkırdı.
22. RAB diyor: Kötülere selâmet yoktur.

BAP 47

EY sen, ere varmamış Babil kızı, aşağı in de toprakta otur; ey Kildanîler kızı, taht yok, yere otur; çünkü artık sana nazik ve nazlı demiyecekler.
2. İki değirmen taşı al da un övüt; peçeni aç, eteği kaldır, baldırı aç, ırmaklardan geç.
3. Çıplaklığın açılacak, evet, aybın görülecek, ben öç alacağım, ve kimseyi esirgemiyeceğim.
4. Kurtarıcımız, orduların RABBİ onun ismidir, İsrailin Kuddûsu!
5. Ey Kildanîlerin kızı, sessiz otur, ve karanlığa gir; çünkü artık sana, Ülkeler kıraliçası demiyecekler.
6. Kavmıma öfkelendim, mirasımı murdar ettim; ve onları senin eline verdim; sen onlara merhamet etmedin; yaşlının üzerinde boyunduruğunu çok ağır ettin.
7. Ve sen: Ebediyen kıraliça olacağım, dedin; o kadar ki, bu şeyleri aklına getirmedin, ve bunun sonunu düşünmedin.
8. Ey zevk düşkünü, sen ki, emniyette oturuyorsun, ve yüreğinde: Ben varım, ve benden başkası yok; dul oturmıyacağım, evlât acısı görmiyeceğim, diyorsun, şimdi bunu dinle:
9. Evlât acısı ve dulluk, bunların ikisi de, birden, bir günde senin başına gelecekler; afsunculukların çok, büyücülüklerin bol olduğu halde tam olarak senin başına gelecekler.
10. Çünkü kendi şerirliğine güvendin: Gören yok, dedin; hikmetin ve bilgin seni şaşırttı; ve kendi yüreğinde: Ben varım, ve benden başkası yok, dedin.
11. Bundan ötürü başına belâ gelecek; onun ne vakit doğacağını bilmiyeceksin, başına felâket düşecek; onu atamıyacaksın; ve bilmediğin harabiyet ansızın senin üzerine gelecek.
12. Çocukluğundan beri emek verdiğin büyülerinle, ve bol afsunlarınla şimdi dur; belki faide görebilirsin, belki galebe çalarsın.
13. Aldığın öğütlerin çokluğundan yoruldun; müneccimler, yıldızlara bakanlar, ay başlarında ne olacağını bildirenler, şimdi kalksınlar da başına gelecek şeylerden seni kurtarsınlar.
14. İşte, onlar anız gibi olacaklar; onları ateş yakacak; alevlerin elinden canlarını kurtarmıyacaklar; bu ateş ne ısınmak için kor, ne de karşısında oturulacak ateş olmıyacak.
15. Emek verdiğin şeylerin böyle olacak; çocukluğundan beri seninle alış veriş edenlerden herkes kendi vatanı yolunda avare olacak; seni kurtaran olmıyacak.

BAP 46

BEL çöküyor, Nebo iğiliyor; putları hayvanlar üzerinde, ve beygirler üzerinde; taşıdığınız o şeyler bir ağırlık oldu, yorgun hayvana yük oldu.
2. İğiliyorlar, birlikte çöküveriyorlar; yükü kurtaramadılar, ve kendileri de sürgüne gittiler.
3. Ey Yakub evi, ve İsrail evinin bütün artakalanları, ana karnında olduğunuz zamandan beri yüklenip götürdüğüm, ve rahimde olduğunuz zamandan beri taşımakta olduğum sizler, beni dinleyin:
4. İhtiyarlığınıza kadar da ben oyum, ve ak saçlı oluncıya kadar sizi ben yükleneceğim; bunu ben yaptım, ve ben taşıyacağım; evet, ben yükleneceğim ve kurtaracağım.
5. Beni kime benzeteceksiniz, ve kiminle denk tutacaksınız, ve benim için ne örnek yapacaksınız ki, benzetelim?
6. Altını keseden boşaltanlar, ve gümüşü terazide tartanlar ücretle kuyumcu tutarlar, o da bundan bir ilâh yapar; yere kapanır da tapınırlar.
7. Onu sırtta taşırlar, ve götürüp yerine korlar, ve ayakta durur; yerinden kımıldanmaz; evet, biri ona feryat etse cevap veremez, ve sıkıntısından onu kurtaramaz.
8. Bunu anın da er olun; ey günah işliyenler, bunu tekrar yüreğinize koyun.
9. Eski zamandan olan önceki şeyleri anın, çünkü Allah benim, ve başkası yoktur; ben Allahım, ve benim gibisi yoktur;
10. sonu başlangıçtan, ve henüz olmıyan şeyleri kadimden bildiren: Öğüdüm duracak, ve bütün muradımı yapacağım, diyerek,
11. şarktan yırtıcı kuşu, uzak memleketten öğüdümü yapacak adamı çağıran benim; evet, ben söyledim ve yerine getireceğim; ben tasarladım, ve onu yapacağım.
12. Katı yürekliler, adaletten uzak olanlar! beni dinleyin:
13. Ben adaletimi yaklaştırıyorum, uzakta değil; ve kurtarışım gecikmiyecek; güzelliğim olan İsrail için de Sionda kurtuluş vereceğim.

BAP 45

ÖNÜMDE milletlere baş iğdirmek, ve kıralların belini gevşetmek, ve kapılar kapanmasın diye önünde kapı kanatlarını açmak için elini tuttuğu Koreşe, mesihine, RAB şöyle diyor:
2. Ben senin önünce yürüyeceğim, ve çıkıntılı yerleri düz edeceğim; tunç kapıların kanatlarını kıracağım, ve demir sürgülerini parçalıyacağım;
3. seni adınla çağıran RAB, İsrailin Allahı ben idiğimi bilesin diye karanlığın hazinelerini, ve gizli yerlerin saklı zenginliğini sana vereceğim.
4. Sen beni tanımazken, kulum Yakub, ve seçtiğim İsrail için seni adınla çağırdım; sana ad taktım.
5. RAB benim, ve başkası yoktur; benden başka Allah yoktur. Sen beni tanımazken, sana kuşak bağladım ki,
6. şarktan ve garptan olanlar benden başkası olmadığını bilsinler; RAB benim, ve başkası yoktur.
7. Işığa şekil veren, ve karanlığı yaratan; barışıklık eden, ve belâ yaratan; bütün bunları yapan RAB benim.
8. Ey gökler, yukarıdan damlatın, ve bulutlar salâh akıtsın; toprak açılsın, ve kurtuluş meyvası versin, onunla beraber de yerden salâh bitirsin; ben, RAB, onu ben yarattım.
9. Kendine şekil verenle çekişenin vay başına! yerin çömlek parçaları arasında bir çömlek parçası! Balçık kendisine şekil verene: Ne yapıyorsun? yahut senin elinin işi sana: Elleri yok, der mi?
10. Babaya: Dünyaya getirdiğin nedir? yahut kadına: Ağrısını çektiğin nedir? diyenin vay başına!
11. İsrailin Kuddûsu, ve ona şekil veren RAB şöyle diyor: Gelecek şeyleri benden sorun; oğullarım için, ve ellerimin işi için bana emredin.
12. Dünyayı ben yaptım, ve onun üzerinde insan yarattım; gökleri benim ellerim yaydı; ve onların bütün ordusuna emrettim.
13. Ben onu hakla ayağa kaldırdım, ve onun bütün yollarını düz edeceğim; şehrimi o bina edecek, ve sürgünlerimi bedel ve hediye almadan salıverecek, orduların RABBİ diyor.
14. RAB şöyle diyor: Mısırın emeği, ve Habeş ili ile uzun boylu Şebalıların ticareti sana geçecek, ve senin olacak; o adamlar senin ardınca yürüyecekler; zincirler içinde geçecekler; ve senin önünde yere kapanacaklar, sana yalvarıp diyecekler: Gerçek Allah sende, ve başkası, başka Allah yok.
15. Gerçek kendini gizliyen Allah sensin, ey İsrailin Allahı, ey Kurtarıcı!
16. Hepsi utandırılacak, hem de rüsvay olacaklar; put yapanlar hep birden rüsvaylığa gidecekler.
17. Fakat İsrail RABBİN eli ile, ebedî kurtuluşla kurtulacak; ebedler ebedince utandırılmıyacaksınız, ve rüsvay olmıyacaksınız.
18. Çünkü gökleri yaratan RAB, dünyaya şekil veren, ve onu yaratan, onu pekiştiren, ve onu boşuna yaratmıyan, üzerinde oturulsun diye ona şekil veren Allah şöyle diyor: RAB benim; ve başkası yoktur.
19. Ben gizlide, karanlık diyarının bir yerinde söylemedim; Yakub zürriyetine: Beni boş yere arayın, demedim; ben, RAB, hak söyliyen, doğru şeyleri bildiren benim.
20. Ey sizler, milletlerden kaçıp kurtulanlar, toplanın da gelin; bir arada yaklaşın; oyma putların odununu taşıyanların, ve kurtaramıyan ilâha yalvaranların bilgisi yoktur.
21. Bildirin, ve yaklaştırın; evet, birbirile danışsınlar; kadimden bunu işittiren kimdir? eski zamandan bunu bildiren kimdir? Ben, RAB, ben değil miyim? ve benden başka Allah, hak Allah ve Kurtarıcı yok; benden başkası yoktur.
22. Ey dünya uçları, hepiniz bana yünelin de kurtulun; çünkü Allah benim, ve başkası yoktur.
23. Kendimle and ettim: Her diz önümde çökecek, her dil bana and edecek, diye söz ağzımdan doğrulukla çıktı, ve geri dönmez.
24. Benim için denilecek: Salâh ve kudret ancak RABDEDİR; insanlar ona gelecekler; ve ona karşı alevlenenlerin hepsi utandırılacak.
25. Bütün İsrail zürriyeti RABDE suçsuz olup övünecekler.

BAP 44

VE şimdi, ey kulum Yakub, ve seçtiğim İsrail, dinle;
2. seni yaratan, ve rahimden sana şekil veren, sana yardım edecek olan RAB şöyle diyor: Korkma, ey kulum Yakub, ve sen, ey seçtiğim Yeşurun!
3. Çünkü susamış olanın üzerine sular, ve kuru toprağın üzerine seller dökeceğim; senin zürriyetin üzerine Ruhumu, ve senden çıkacak olanların üzerine bereketimi dökeceğim;
4. ve otlar arasında, akar sular kenarında söğüt agaçları gibi bitecekler.
5. Biri: Ben Yehova kuluyum, diyecek; ve başkası kendine Yakub adını verecek; bir başkası da eline: Yehova kuluyum, diye yazacak, ve kendi adını İsrail diye takacak.
6. RAB, İsrailin kıralı, ve Kurtarıcısı, orduların RABBİ şöyle diyor: İlk benim, ve son benim, ve benden başka Allah yoktur.
7. Ve eski kavmı kurduğumdan beri benim gibi çağıran kim var? Bunu bildirsin ve benim önüme dizsin; ve gelecek şeyleri ve olacak şeyleri bildirsinler.
8. Yılmayın, ve korkmayın; ben eski zamandan sana işittirmedim mi, ve bildirmedim mi? ve siz şahitlerimsiniz. Benden başka Allah var mı? Evet, başka Kaya yok; ben bilmiyorum.
9. Oyma puta şekil verenlerin hepsi boş adamlardır; ve zevk buldukları şeyler bir işe yaramıyacaktır; ve onların şahitleri bile utandırılsınlar diye görmezler, ve bilmezler.
10. Kim bir ilâha şekil verdi, yahut işe yaramıyan bir put döktü?
11. İşte, onun bütün arkadaşları utandırılacaklar; ve işçiler ise, onlar insanlardandır; hepsi toplansınlar, ayağa kalksınlar; yılacaklar, birlikte utandırılacaklar.
12. Demirci balta yapar, ve kömür ateşinde çalışır, ve çekiçlerle ona şekil verir, ve kuvvetli bazusu ile onu işler; evet, acıkır, ve kuvveti kalmaz; su içmez, ve zayıflar.
13. Dülger ip gerer; kalemle onu çizer; ona rendelerle biçim verir, ve onu pergelle çizer, ve evde otursun diye onu insan şekline, insan güzelliğine göre yapar.
14. Kendisi için erz ağaçları keser, ve palamut ve meşe ağaçları alır, ve orman ağaçları arasında kendisi için bir ağaç seçer; çam ağacı diker ve yağmur onu büyütür.
15. Ve insana ateş yakmağa yarar; ve ondan alır ve ısınır; evet, onu tutuşturur, ve ekmek pişirir; evet, bir ilâh yapar, ve ona tapınır; onu oyma bir put yapar, ve önünde yere kapanır.
16. Bir parçasını ateşte yakar; bir parçası ile et yer, kebap yapar ve doyar; evet, ısınır, ve der: Oh, ısındım, ateş gördüm.
17. Ve ondan artakalanı bir ilâh, kendine oyma put yapar; ve önünde yere kapanır ve tapınır, ve ona yalvarır, ve der: Beni kurtar; çünkü ilâhım sensin.
18. Bilmezler ve anlamazlar; çünkü görmesinler diye gözlerini, anlamasınlar diye yüreklerini kapadı.
19. Ve hiç biri fikrine getirmiyor, bilgi ile anlayış da yok ki, desin: Bir parçasını ateşte yaktım; evet, onun közleri üzerinde ekmek de pişirdim; et kebap ettim ve yedim; ve ondan artakalanı mekruh bir şey mi yapayım? ağaç kütüğü önünde yere mi kapanayım?
20. Kül yiyor; aldanmış yürek onu saptırmış; ve canını kurtaramıyor, ve: Sağ elimdeki yalancı şey değil mi? diyemiyor.
21. Bu şeyleri an, ey Yakub, ve ey İsrail; çünkü benim kulum sensin; sana ben şekil verdim; benim kulum sensin; ey İsrail, benim tarafımdan unutulmazsın.
22. Senin günahlarını koyu bulut gibi, ve suçlarını bulut gibi sildim; bana dön; çünkü seni fidye ile kurtardım.
23. Terennüm edin, ey gökler, çünkü bunu RAB yaptı; bağırışın, ey sizler, yerin derinlikleri; ey dağlar, ey orman, ve onda olan her ağaç, terennüme koyulun; çünkü RAB Yakubu fidye ile kurtardı, ve İsrailde izzet bulacaktır.
24. Seni fidye ile kurtaran, ve sana rahimden şekil veren RAB şöyle diyor: Her şeyi yaratan, gökleri yalnız başına yayan, yeri seren (yanımda kim vardı?),
25. yalancıların alâmetlerini boşa çıkaran, ve falcıları deli eden, hikmetlileri geri döndüren, ve onların bilgisini akılsızlık eden,
26. kulunun sözünü pekiştiren, ve ulaklarının öğüdünü tamamlıyan, Yeruşalim için: İçinde oturulacak, ve Yahuda şehirleri için: Yapılacaklar, ve onun viranelerini yine kuracağım, diyen;
27. engine: Kuru, ve senin ırmaklarını kurutacağım, diyen;
28. Koreş için: Çobanımdır, ve bütün muradımı yerine getirecektir, diyen, ve Yeruşalim için: Bina olunacaktır, ve mabet için: Temelin atılacaktır, diyen RAB benim.

BAP 43

VE şimdi, ey Yakub, seni yaratan, ve ey İsrail, sana şekil veren RAB şöyle diyor: Korkma, çünkü seni fidye ile kurtardım; seni adınla çağırdım, sen benimsin.
2. Sen suların içinden geçerken ben seninle beraber olacağım; ve ırmakların içinden geçerken senin üzerine taşmıyacaklar; ateşin içinden yürürken yanmıyacaksın, ve alev seni yakmıyacak.
3. Çünkü senin Allahın, İsrailin Kuddûsu, senin Kurtarıcın, RAB, benim; fidyen olarak Mısırı, senin yerine Habeş ilini ve Sebayı verdim.
4. Gözümde değerli ve itibarlı olduğun, ve seni sevdiğim için senin yerine adamlar, ve senin canının yerine ümmetler vereceğim.
5. Korkma; çünkü ben seninle beraberim; senin zürriyetini şarktan getireceğim, ve seni garptan toplıyacağım;
6. şimale: Ver, ve cenuba: Alıkoma, diyeceğim; oğullarımı uzaktan, ve kızlarımı yerin ucundan,
7. izzetim için yarattığım, ve kendisine şekil verdiğim, evet, kendisini vücude getirdiğim, ismimle çağırılan her adamı getir, diyeceğim.
8. Gözleri olan kör kavmı, ve kulakları olan sağırları çıkar.
9. Bütün milletler bir araya gelsinler, ve ümmetler toplansınlar; aralarında kim bunu bildirebilir, ve önceki şeyleri bize gösterebilir? şahitlerini getirsinler de hak kazansınlar; yoksa dinlesinler de: Doğrudur, desinler.
10. RAB diyor: Siz şahitlerim, ve seçtiğim kulumsunuz, ta ki, bilip bana inanasınız ve ben o olduğumu anlıyasınız; benden önce Allah olmadı, ve benden sonra olmıyacak.
11. Ben, ben RAB’İM; ve benden başka kurtarıcı yoktur.
12. Ben bildirdim ve ben kurtardım, ve ben işittirdim; ve aranızda ecnebi ilâh yoktur; ve siz şahitlerimsiniz, RAB diyor, ve ben Allahım.
13. Evet, gün olalıdan beri ben oyum; ve benim elimden kurtaran yoktur; ben işlerim, ve kim engel olabilir?
14. RAB, Kurtarıcınız, İsrailin Kuddûsu şöyle diyor: Babile sizin uğrunuzda gönderdim, ve üzerine terennüm ettikleri gemilerde Kildanîleri kaçaklar olarak hep birden indireceğim.
15. Kuddûsunuz, İsrailin Yaratıcısı, Kıralınız, RAB benim.
16. Denizde cadde, ve kuvvetli sularda yol açan;
17. cenk arabasını ve atı, orduyu ve yiğidi (onlar birlikte yatıyorlar, kalkmıyacaklar; onlar bastırıldı, fitil gibi söndüler) çıkaran RAB şöyle diyor:
18. Önceki şeyleri anmayın, ve eski şeyleri düşünmeyin.
19. İşte, ben yeni bir şey yapıyorum; şimdi ortaya çıkacak; onu anlamıyacak mısınız? hattâ çölde yol, ve kurak yerde ırmaklar yapacağım.
20. Kır hayvanları, çakallar ve deve kuşları bana izzet verecekler; çünkü kavmıma, seçme kavmıma içirmek için çölde sular, kurak yerde ırmaklar vereceğim,
21. o kavm ki, hamdimi beyan etsin diye, onu kendim için teşkil ettim.
22. Böyle olmakla beraber beni çağırmadın, ey Yakub; ancak benden usandın, ey İsrail!
23. Yakılan takdimeler için bana koyunlarından getirmedin; ve kurbanlarınla bana izzet vermedin. Seni ekmek takdimelerile uğraştırmadım, ve günnükle seni usandırmadım.
24. Benim için para ile hoş kokulu kamış satın almadın, ve kurbanlarının yağı ile beni doyurmadın; ancak suçlarınla beni uğraştırdın, fesatlarınla beni usandırdın.
25. Ben, kendi uğrumda senin günahlarını silen benim; ve senin suçlarını anmıyacağım.
26. Bana hatırlat; beraber muhakeme olalım; davanı anlat ki, hak kazanasın.
27. İlk atan suç etti, ve muallimlerin bana karşı günah işlediler.
28. Bundan ötürü makdisin reislerini murdar edeceğim; ve Yakubu lânete, ve İsraili rüsvaylığa vereceğim.

BAP 42

İŞTE, kendisine destek olduğum kulum; canımın kendisinden razı olduğu seçme kulum; Ruhumu onun üzerine koydum; milletler için hakkı meydana çıkaracaktır.
2. Bağırmıyacak, ve sesini yükseltmiyecek, ve onu sokakta işittirmiyecek.
3. Ezilmiş kamışı kırmıyacak, ve tüten fitili söndürmiyecek; hakkı hakikate erdirecek.
4. Ve dünyada hakkı pekiştirinciye kadar zayıflamıyacak, ve cesareti kırılmıyacak; ve adalar onun şeriatini bekliyecekler.
5. Gökleri yaratmış, ve onları yaymış, yeri ve ondan çıkanları sermiş olan; yer üzerinde kavma soluk, ve onda yürüyenlere ruh veren RAB Allah şöyle diyor:
6. Ben, RAB, seni doğrulukla çağırdım, ve elini tutacağım, ve seni koruyacağım,
7. ve kör gözleri açasın, mahpusları zindandan, ve karanlıkta oturanları hapishaneden çıkarasın diye seni kavma ahit, Milletlere ışık olarak vereceğim.
8. Ben Yehovayım, ismim odur; ve izzetimi bir başkasına, ve hamdimi oyma putlara vermiyeceğim.
9. İşte, öncekiler vaki oldu, ve yenileri ben bildiriyorum; onlar meydana çıkmadan önce size işittiriyorum.
10. Denize inenler, ve onun içindekilerin hepsi, adalar, ve onlarda oturanlar, RABBE yeni bir ilâhi, ve yerin ucundan onun hamdini terennüm edin.
11. Çöl ve onun şehirleri, Kedarın oturduğu köyler, seslerini yükseltsinler; Selada oturanlar terennüm etsinler, dağların tepesinden bağırsınlar.
12. RABBE izzet versinler, ve adalarda onun hamdini bildirsinler.
13. RAB yiğit gibi çıkacak; cenk adamı gibi gayretini uyandıracak; çağıracak, evet, yüksek sesle bağıracak; düşmanlarına karşı yiğitlikler yapacak.
14. Uzun zamandan beri sustum; sustum, ve kendimi tuttum; şimdi doğuran kadın gibi feryat edeceğim; kesik kesik soluk alacağım, hem de soluyacağım.
15. Dağlar ve tepeler harap edeceğim, ve onların bütün yeşilliklerini kurutacağım; ve ırmakları adalar edeceğim, ve havuzları kurutacağım.
16. Ve körleri bilmedikleri yoldan getireceğim; bilmedikleri yollarda onlara kılavuz olacağım; karanlığı önlerinde ışık, ve iğri yerleri düz edeceğim. Bu şeyleri yapacağım, ve kendilerini bırakmıyacağım.
17. Oyma putlara güvenenler, dökme putlara: İlâhımız sizsiniz, diyenler geri döndürülecekler, çok utanacaklar.
18. Ey sağırlar, işitin; ve ey körler, görmek için bakın.
19. Benim kulumdan başka kör olan kimdir? Yahut gönderdiğim ulağım gibi sağır olan kimdir? Benimle barışık olan gibi kör, ve RABBİN kulu gibi kör olan kimdir?
20. Çok şeyler görüyorsun, fakat dikkatle bakmıyorsun; kulakları açıktır, fakat işitmiyor.
21. Şeriati büyütmek, ve onu izzetli kılmak, kendi adaletinden ötürü RABBİN hoşuna gitti.
22. Fakat bu kavm soyulmuş ve çapul edilmiş bir kavmdır; hepsi deliklerde tutulmuşlar, ve hapishanelerde kapanmışlardır; onlar çapul edilmek içindirler, ve kurtaran yok; yağma edilmek içindirler, ve: Geri ver, diyen yok.
23. Aranızda kim var ki, buna kulak versin de, gelecek vakit için iyi dinliyip işitsin?
24. Yağma edilmek için Yakubu, ve soygunculara İsraili kim verdi? RAB değil mi? O RAB ki, kendisine karşı suç ettik, ve onun yollarında yürümek istemediler, ve onun şeriatini dinlemediler.
25. Ve öfkesinin kızgınlığını, ve cengin zorunu onun üzerine döktü; ve onu çepçevre alevlendirdi; fakat o bilmedi; ve onu yaktı, fakat o yüreğine koymadı.